Pazartesi, Temmuz 31, 2006

Süheyl Uygur playback kurbanı

Ünlü şovmenler Behzat ve Süheyl Uygur kardeşler katıldıkları bir programda "Kötü Şarkılar"adlı albümlerinden "Abdülkadir" isimli parçayı seslendirdi. Uygur kardeşler, playback müziğe eşlik ederken Süheyl Uygur bir ara elindeki mikrofonu tersten tutarak şarkıyı söylemeye başladı. :) Şarkı playbackten okunduğu için uzun süre mikrofonu nasıl tuttuğunu anlayamayan ve mikrofonu tersten tutarak şarkıyı söyleyen Süheyl Uygur, daha sonra hatasını fark ederek, hızlı şekilde mikrofonu düzeltti ve şarkıyı söylemeye devam etti. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2 bin 6 çocuğu sünnet ettirmesinin ardından Harikalar Diyarı Parkı'ndaki Nejat Uygur Açık Hava Tiyatrosu'nda bir şölen düzenlendi. Şölene sünnet olan çocuklar, aileleri ve Ankaralılar katıldı. Sünnet olan çocukların şarkılar söylediği ve dans ettiği şölenin sunuculuğunu ise Ünlü tiyatrocu Nejat Uygur'un çocukları şovmen Behzat ve Süheyl Uygur gerçekleştirdi. Şölende, Alişan da verdiği konserle Ankaralılar'ı çoşturdu. Tören esnasında Uygur kardeşler, seyircilerin katılımı ile çeşitli oyunlar oynatırken, daha önce çıkardıkları 'Kötü Şarkılar' albümünden de parçalar seslendirdi. Ünlü ikili, parçalarını playbackten okumayı tercih ederken, bu durum Süheyl Uygur'un şarkıyı söylerken mikrofonu tersten tutuğunu anlamamasına neden oldu. Şarkı başlamadan önce gösteri fişeklerinin atılması Behzat Uygur'u korkuturken, çıkan ateş parçalarından kaçarak kurtulan ikili gösterilerine devam etti. Uygur kardeşler yabancı bir şarkıdan uyarlama olan 'Abdülkadir" şarkısını seslendirdi. Şarkı, playback olarak seslendirilirken, ikili şovlarını da ekleyerek şarkıyı söyledi. Bu esnada Süheyl Uygur elindeki mikrofonu tersten tutmaya başladı. Durumu fark edemeyen Uygur, şarkıyı bir süre böyle seslendirdi. Mikrofonun arkasını ağzına tutan Uygur, durumdan habersiz şovuna devam ederken, şarkının ortalarında mikrofonu ters tuttuğunu anladı. Hızlı şekilde mikrofonu düzelten Süheyl Uygur, gösterisini bu şekilde tamamladı. Gösteri devam ederken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de şölene katıldı. Gökçek ve şölende bir konser veren Alişan, Uygur kardeşlerin bilinen oyunu olan 'bardak çekmece'yi oynadı. Takımına oynanan oyunda Alişan, üst üste koyulmuş meyve suyu dolu bardakları yıkmadan bardak çekilen oyunu Gökçek'e karşı kaybetti. Bu oyunun ardından ise Alişan konserine başladı. Ünlü şarkıcı eserleri ile sünnet olan çocukları ve Ankaralılar'ı çoşturdu. Alişan, İstanbul'a döner dönmez, Gökçek'e karşı kaybettiği oyunun iddiası olan takımı göndereceğini söyledi.

Cumartesi, Temmuz 29, 2006

Filminden önce belgeseli geliyor

Yıllardır pek çok habere konu olan, ama bir türlü gerçekleşemeyen; Mevlana Celaleddin-i Rumî’nin sinema filmi projesi konuşuladursun, TRT belgeselini çekmeye başladı bile.
2007’de doğumunun 800. yılı kutlanacak olan büyük mutasavvıfın hayatını, düşüncelerini ve insanlığa verdiği mesajı içeren “Rumi” adlı belgeselin yurtiçi ve yurtdışında yapılacak etkinliklerde gösterilmesi planlanıyor. 52 dakikalık tek bölüm olarak hazırlanan belgesel için yurtdışı ve yurtiçinde gösterilmek üzere iki ayrı çekim yapılıyor. Belgeselin danışmanlığını Mevlânâ’nın 22. kuşak torunu Faruk Hemdem Çelebi ile Selçuk Üniversitesi Mevlânâ Araştırmaları Merkezi Başkanı Yard. Doç. Dr. Nuri Şimşekler yapıyor. Metin yazarı ise Ömer Lütfi Mete. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Tülay Akça’nın üstlendiği “Rumi”nin, 2007’deki 800. yıl kutlamalarına yetiştirilmesi planlanıyor. Çekim aşamasında olan belgesel için gece gündüz çalışan Tülay Akça, Mevlânâ konusunda çalışmaları, birikimi, eserleri olan pek çok akademisyen, yazar, kültür adamı ve gönül insanı ile görüşmüş. Esin Çelebi, Talat Halman, Barihüda Tanrıkorur, Nur Artıran, Abdülhamit Çakmut bu isimlerden bazıları. Yurtdışından da birçok kişiyle irtibat halinde olan Akça hedeflerini şöyle açıklıyor: “Tüm dünyaya Hz. Mevlânâ’yı tanıtmak, anlatmak ve onun aşk felsefesinin bugünkü modern toplumlardaki yansımalarını araştırmak. Belgeselin içinde, Hz. Mevlânâ’nın hayatı, felsefesi ve insanlığa verdiği mesajların yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinden, ırk ve dil farkı gözetmeksizin bu mesajlara cevap veren insanlara yer veriyoruz. Böylece hem Hz. Mevlânâ’yı tanıtmayı hem de felsefesinin evrenselliğini vurgulamayı hedefliyoruz.”
Mevlânâ’nın hayatının bir sinema filmi haline getirilmesinin özellikle son dönemde çok gündeme geldiğini söyleyen Tülay Akça, sinema filmi ile belgeselin birbirine hem yakın hem de uzak iki tür olduğunu düşünüyor. İşlevlerinin ve etkilerinin de farklı olduğu görüşünü savunan Akça, “Sinema filmi konusunu gerçeklerden alsa bile tamamen kurmacadır, belgesel ise gerçeğin arayışı ve onun yorumlanması peşindedir. Sinema filmi bu açıdan hayal gücünün elverdiği oranda özgürdür; ama bu, konumuz açısından aynı zamanda bıçak sırtı bir özgürlük anlamına gelir.” diyor.
‘Rumi’nin TRT’nin yurtiçi ve yurtdışına yönelik yayınlarında yer almasının yanı sıra, EBU (Avrupa Yayın Birliği) aracılığıyla diğer ülke televizyonlarında gösterilmesi için çalışmalar başladı. France 5, Avustralya SBS televizyonlarıyla görüşmeler sürüyor. Belgesel, 2007’de Afganistan ve İran’la birlikte Paris’teki UNESCO Genel Merkezi’nde düzenleNECEK tam günlük anma programlarında gösterilecek.

iPod sağır ediyor

MP3 çalar salgını gençlerin işitme sağlığını tehdit ediyor. 15 dakikadan daha fazla 105 desibel üzeri müzik dinlemek sağırlık sebebi.
İngiltere’de yapılan bir araştırmada, her gün saatlerce MP3 çalarından yüksek sesle müzik dinleyenlerin üçte birini aşan bir bölümü kulak çınlamasından şikâyet ediyor. 16-24 kuşağındaki İngiliz gençlerinin yüzde 53,5’i mutlaka her gün en az bir saat; yüzde 20’si de 3 saat MP3 çalara kulak veriyor. Yüzde 14’ünün kulak verdiği saat sayısı haftada 28’i aşıyor.