Cuma, Haziran 29, 2007

Çevre dostu otomobiller

Honda Civic 1.4 IMA Executive

Toyota Prius 1.5 VVT-i Hybrid

Citroen C1 1.0i

Daihatsu New sirion M300

Peugeot 107 (65 beygir)

Suzuki Swift 1.3 GLZ

Ford Fiesta 1.4 Duratoq TDCi

Vauxhall Corsa 1.3 CDTi

Sorento ve Carnival en iyiler listesinde!


En hızlı büyüyen otomotiv üreticileri arasında yer alan Kia Motors, Amerika’da yeni araç sahiplerine yönelik yapılan ankete göre (Stratejic Vision’s 2007 Total Quality Index) en hızlı gelişen marka oldu. Araç sahiplerinin deneyimleri dikkate alınarak hazırlanan ankete, 27.700’den fazla yeni araç sahibi katıldı.

Anket sonuçları 2006 Ekim-Aralık döneminde araç sahiplerinin ilk 90 günlük kullanımları göz önüne alınarak hazırlandı. Amerika’da araç sahiplerine yönelik en kapsamlı ölçümlerden biri olan araştırma, kullanıcıların ürün ile ilgili olumlu ve olumsuz deneyimleri, güvenirlilik, bayi tutumu ve ürün ile olan duygusal bağlar değerlendirilerek sonuçlandırıldı.

Kia Motors Amerika Başkan Yardımcısı Len Hunt, anket sonucunda tüketici geri dönüşlerini almalarının önemine değinerek, anketin iş sonuçlarını görmek açısından çok faydalı bir çalışma olduğunu söyledi.

Hunt, Sorento ve Carnival’in en iyiler listesinde yer almasından gurur duyduklarını belirterek, anket sonuçlarının, Kia’nın kaliteli ürünler ürettiğini kanıtlar nitelikte olduğunu söyledi.

Otomotiv üretiminde 17'inci olduk


Uluslararası Otomotiv Sektörü Raporu (2006), Türkiye’nin 991 bin 621 adetlik binek ve hafif ticari araç üretimiyle dünyada 18’inci sıradan 17’nciliğe yükseldiğini ortaya koydu.

Türkiye, böylece dünyanın önde gelen 20 büyük üreticisi sıralamasında Belçika’yı geride bıraktı. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda İtalya’yı da zorlaması bekleniyor.

YENİ modellerin peş peşe devreye girmesiyle birlikte dünyadaki gücü hızla büyüyen Türk otomotiv sektörü, 2006 yılında ’Dünyanın en büyük 20 üreticisi’ arasında bir basamak daha yükseldi. Türkiye, 991 bin 621 adet binek ve hafif ticari araç üretimiyle 2006 yılında Belçika’yı geride bırakarak 17’inciliğe yükseldi. 2006 yılında üretimde dünyanın en hızlı büyüyen 7’inci ülkesi olan Türkiye, özellikle bu yıl devreye giren ve girecek yeni model yatırımlarıyla birlikte 14’üncü sırada yer alan İtalya’yı da zorlayacak gibi görünüyor.

JAPONYA LİDERLİĞE YÜKSELDİ: Uluslarlarası otomotiv sektörü raporuna göre, 2006 yılında dünya otomotiv üretiminde Batı Avrupa ülkeleri önemli düşüşler yaşarken, gelişmekte olan ülkelerde ise büyük artışlar ortaya çıktı. En büyük 20 üretici ülkenin 14’ünün sıralamasında değişiklik yaşanırken, Japonya yüzde 6.3’lük artışla 11 milyon 484 bin adet araç üreterek ABD’den liderliği aldı. ABD ise aynı dönemde yüzde 5.5’lik üretim kaybıyla ikinciliğe geriledi. Son dönemde büyük bir atılım içinde olan Çin ise üretimde yüzde 26.3’lük büyümeyle Almanya’yı geride bırakarak 3’üncülüğe oturdu.

EN FAZLA KAYIP FRANSA’DA: Dünya üretim liginde 2006 yılında en fazla kaybı Fransa ve İngiltere yaşadı. Fransa’da otomotiv üretimi yüzde 10.7’lik düşüşle 3 milyon 164 bine gerilerken, sıralamadaki 6’ıncılığı ise devam etti. İngiltere ise yüzde 8.4’lük üretim kaybıyla 10’unculuktan 12’nciliğe geriledi. 10’unculuğa yüzde 20.8’lik üretim artışıyla Meksika çıkarken, Hindistan da yüzde 18.4’lük büyümeyle 11’nci sıraya yükseldi. Aynı dönemde yüzde 12.8’lik üretim artışıyla Türkiye 18’incilikten 17’nciliğe yükseldi. Türkiye, 2006 yılında 991 bin 621 adet binek ve hafif ticari araç üretirken, Belçika yüzde 1.5’lik kayıpla 910 bin 614 adette kaldı. Bu sıralamada Türkiye’nin bir basamak daha yükselmesini sağladı.

ÜRETİM REKORU ÇEKLERDEN: Polonya, İsveç’i liste dışına atarak 20’nciliğe yükselirken, Çek Cumhuriyeti ise yüzde 41.3’lük üretim artışıyla 2006 yılında büyüme rekoru kıran ülke oldu. Çek Cumhuriyeti’nin bu artışında Toyota ve PSA (Peugeot-Citroen) Grubu’nun üçüz projeleri etkili oldu. Batı Avrupa üretimde artık iyice çöküş sinyalleri verirken yüzleri güldüren sadece İtalya oldu. İtalya, Fiat’ın üretim gücüyle 2006 yılında Tayland’ı geride bırakarak 14’ncü sıraya yükseldi.

Türk otomotivinin 2008 üretim hedefi 1.4 milyon

TÜRK otomotiv sanayi, dünyada ne ucuz iş gücüyle ne de yatırımları çekmek için sunulan teşviklerle adından söz ettiriyor ve büyüyor. Bugün Türkiye, otomotiv üretimindeki kalitesi ile dünyada bir ’benchmark’ (örnek) ülke haline gelmiş durumda.

Ucuz iş gücü ve yatırım teşvikleriyle Türkiye’nin en önemli rakibi olan Doğu Avrupa ülkeleri ise kalitede öne çıkamıyor. İşte bu noktada, ’kalite’ yeni yatırımlarla Türk otomotivinin gücünün artmasında etkili oluyor.

Renault, 2006 yılında 230 bin adetlik Türkiye’deki üretim kapasitesini yeni modellerle birkaç yıl içinde 350-360 bin adede çıkartacağını açıklarken, Ford Otosan 2007 yılında 250 bin adet olan kapasitesini 2007’de 280 bin adede yükseltecek. Bu rakamın 2008 yılında 300 bin adede çıkması da bekleniyor.

Tofaş ise 2 yıl içinde yeni modeller kapasitesini 400 bin adede çıkartmayı hedefliyor. Corolla Verso ile kalitesini ispatlayan Toyota Adapazarı fabrikası ise Auris’in (yeni Corolla Hatcback) üretimini de alarak 180 bin adetlik üretimini kısa sürede 200 bin adede çıkartmayı planlıyor.

Diğer taraftan Matrix üretimine hazırlanan Hyundai Assan da önümüzdeki bu yıl içinde kapasitesini 100 bin adede çıkartmaya hazırlanıyor. Civic Sedan üretimi ile kalitesini artıran Honda Türkiye’de bu yıl 50 bin adetlik kapasiteye ulaşacak. Böylece sadece 6 markanın 2008 yılında üreteceği araç adedi 1 milyon 400 bin adedi aşacak.

5 yeni model devreye girdi

TÜRK otomotiv üretiminde 1.4 milyon adetlik 2008 hedefi, yeni model yatırımlarının 2007 yılı içinde sırayla devreye girecek olmasından kaynaklanıyor. Yani yeni modellerin meyvesi 2008 yılında toplanacak.

Buna göre 2007 yılında Renault, Türkiye’de ürettiği Megane Sedan, Symbol ve Clio 3’ten sonra Clio Wagon üretimine başlarken, Tofaş, Doblo ve Albea’dan sonra Fiat Linea ve Minicargo modellerini üretecek.

Toyota ise Corolla Verso’dan sonra Auris’i üretmeye başladı. Hyundai ise Türkiye’de ürettiği Accent Era ve Starex’den sonra bu yıl Matrix modelinin üretimine de başladı.

Pazar, Haziran 24, 2007

HONDA CR-V


İlk olarak 1997 yılında Avrupa pazarlarına çıkan Honda CR-V, geçen yıl sonunda yenilendi. Baştan aşağı yeni bir model olarak yola çıkan CR-V, 75 bin yeni lira etikete, 3 bin 500 yeni liralık aksesuar paketi eklenerek satılıyor. CR-V'de sıra var; sipariş verenler birkaç ay sonra alabiliyorlar.



İki parçalı bombeli ön tasarımıyla CR-V eskisine gore daha iddialı bir tasarıma sahip. Boyu küçülen, yüksekliği 3 cm azalan aracın yan silüette binek otomobil havası sunan başarılı bir tasarımı var. Aracın iç mekanı zengin ve geniş, çift parçalı panoramik cam tavan içerisini daha aydınlık kılıyor. Orta kokpite entegre edilen otomatik vites kolu kolaylıkla kullanılıyor. Metalik görünümle harmanlanan kokpit oldukça şık ve ergonomik açıdan sorunlu bir yanı bulunmuyor. Deri döşeme koltuklarda ön sırada ısıtmalı olarak da kullanılabiliyor. Bagaj, çift sıralı olarak işlevsel bir yapıyla ve 442 litreden başlayan bir alanla karşımıza çıkıyor. Honda yeni CR-V'yle sedan sınıfından müşterileri kendilerine çekmeyi hedefliyor. Bu yüzden aracın boyutları küçültülürken kullanım özellikleri konfor ve dinamiklik üzerine yoğunlaştırılmış. CR-V'nin koltuğunda kendinizi bir SUV'de değil, yüksekçe bir sedan otomobilde gibi konforlu hissediyorsunuz. Üstelik aracı kontrol etmek oldukça kolay. Bu yapı aracın yol tutuş özelliklerinin de güçlenmesini sağlamış. CR-V, otomatik kontrol edilen dört çeker sistemiyle araziden çok asfaltta iyi olmayı hedefleyen bir model.

CR-V'de bulunan 2 litrelik benzinli motor 150 beygir gücünde ve 192 Nm tork üretiyor. 100 kilometrede ortalama 8,2 litre yakıt tüketen otomobilin son hızı 177 km/saat. Bu noktada CR-V'nin alınabilir fiyatlara bir dizel motor ihtiyacı ortaya çıkıyor. Yeni CR-V'de ön, yan ve perde hava yastıkları, araç (VSA) ve römork denge control sistemi, ABS, 6'lı CD çalar, otomatik klima, deri döşeme, xenon farlar, yol bilgisayarı gibi zengin bir ekipman seviyesi bulunuyor.

Cuma, Haziran 22, 2007

Bir depodan az yakıtla bin 417 km yol yaptı


Fransız otomotiv üreticisi Peugeot, Türkiye'de bir ilke imza atarak yaptığı test sürüşüyle 407 modelinde fabrika verilerinin daha altında bir yakıt tüketimi elde etti.
407 1.6 HDi modelinin ne kadar ekonomik olabileceğini ispatlamak için İstanbul-Antalya-İstanbul arasındaki testte araç, 100 kilometrede ortalama 3,68 litre motorin tüketti. Yolculuğun sonunda yapılan kontrolde aracın 66 litrelik deposunda yaklaşık 13,86 litre daha yakıt kaldığı belirlendi. Bin 417 km'lik yolu toplam 52,16 litre yakıt tüketerek tamamlayan otomobil, böylece bu yolculuğu yaklaşık 124 yeni lira maliyetle yapmış oldu. (100 km'de 8,76 YTL). 407 1.6 HDi'nin AB standartlarına göre resmi testlerdeki ortalama yakıt tüketimi 5,3 litre, şehir dışındaki yakıt tüketimi ise 4,4 litre. Buna göre, 407 1.6 HDi, uzun yolda ekonomik bir şekilde kullanıldığında resmi yakıt tüketimi rakamlarının da altına inebileceğini ispatladı. D segmentinde yeni modellerin pazara sunulmasıyla rekabetin arttığını belirten Peugeot Otomotiv Genel Müdürü Yann Carnoy, "407 modelimiz ile bu segmentte ikinciyiz. Özellikle 1.6 litre HDi modelimizle iddialıyız. 48 bin 500 YTL'lik fiyata sahip aracımız rekabetçi fiyata ve önemli yakıt tasarrufuna sahip." dedi. Carnoy, 2007'de pazarın toplam 500 bin adet seviyesinde gerçekleşeceği tahmininde bulundu.

Çarşamba, Haziran 20, 2007

Yeni Fiat Doblo için imza atıldı


TOFAŞ, üretim kapasitesini 500 bin adetin üzerine taşıyacak projelerinden birinde daha önemli bir adım attı. Mayıs ayında Tofaş CEO’su Ali Pandır’ın da açıkladığı yeni Doblo projesinde TOFAŞ, Fiat ile üretim kararını imzaladı.
İkinci nesil Fiat Doblo, TofaŞ Bursa tesislerinde üretilecek. TofaŞ, böylece 2007 yılında Linea ve Mini Cargo modellerini devreye alırken, yeni Doblo’nun da üretim merkezi oldu. TOFAŞ, üretim ve ihracatında çok önemli paya sahip olan Doblo ile TofaŞ’ın ihracatı 2 milyar dolar seviyelerini aşacak. Mayıs ayında Tofaş CEO’su Ali Pandır, “Biz yeni Doblo’yu üretmek için 350 milyon euroluk bütçe ayırdık” demişti. Fiat’ın, yeni Doblo’nun Türkiye’de üretilmesi yönünde bir kararı imzalamasında hükümetin verdiği yeni Ar-Ge teşviklerinin etkisi büyük oldu. TofaŞ CEO’su Ali Pandır, bu yıl sonunda üretim kapasitelerinin 360 bin adete yükseleceğini de söylemişti.

Pazar, Haziran 03, 2007

Sonunda 308 hazır

307’nin varisi konumunda bulunan 308, kompakt sınıfta yaşanan büyük rekabete son dahil olan model olarak avantajlı bir konumda bulunacak. Tasarımlarıyla gayet beğenilen Peugeot modellerinden 308 de kardeşleri gibi oldukça şık bir otomobil. Aracın tasarımında ilk olarak 207’ye olan benzerliği dikkat çekerken 307’nin varisi olduğu da kolayca fark ediliyor. Geniş ön ızgarası ve yan aynalarıyla, 207’yi andıran 308, dik konumlandırmış sis farları ve çıkık burun tasarımıyla ise kolayca farklılaşıyor. Uzunluğu 307’ye göre 4 cm artarak 4,25 m’ye çıkan 308’in yüksekliğinde ise küçük bir azalma olduğu belirtiliyor.

Motor seçenekleriyle 308’in artık daha geniş bir kitleye hitap edeceği ortada. Baz motor seçeneği olarak 1.6 litrelik 120 HP güç üreten motorun kullanılacağı düşünülen 308’de ayrıca 1.6 lt turbolu 207 GT’de de kullanılan 150 HP’lik motorun ve 2.2 litrelik 170 HP güç üreten bir turbodizel güç ünitesinin de bulunacağı belirtiliyor. Eylül ayında düzenlenecek Frankfurt Otomobil Fuarı’nda ilk olarak görücüye çıkacak 308’in satışına ise fuarın hemen ardından yıl sonu itibariyle başlanması düşünülüyor.

Otoda tercih dizele dönüyor


Otomobil piyasasının son dönemde iki olmazsa olmazı var. Dizel ve otomatik vites. Yakıt türüyle ilgili olan kısma bakacak olursak dizelin payının 2006 yılı sonu itibarıyla yüzde 49'a kadar çıkmış durumda. Yani bu dönemde Türkiye'de yollarda dolaşan otomobillerin 184 bin 592 adeti, yani yarısı dizel.

Dizel modellerin başlangıç maliyeti 3-5 milyar YTL arasında yüksek olsa da, ekonomikliğinden faydalanmak için yılda 50 bin km gibi bir yol yapmayı gerektirse de bu iki koşula uymayanlar tarafından dahi tercih ediliyor. Benzine göre düşük olmasını bir yana bırakıp daha az yakıt tükettiği için çevreyi daha az kirlettiği, küresel ısınmaya karşı vicdani rahatlık getirdiği için dizel alanlar var. Otomobil firmaları artan talebe paralel portföylerinde dizel motor bulundurmak zorunda hissediyor. Dizel, küçük segmentin genellikle orta sınıf müşterisi için 'yakıt ekonomisi' anlamına gelirken, lüks segmentteki güçlü motorların 'benzini içmesine' karşı bu sınıfı talep edenlerin tercihi olabiliyor. Hatta lüks ve üstü segmentler yüzde 83 ve yüzde 73 gibi oranlarla dizelin en fazla sevildiği sınıflar. 2005'te yüzde 38 olan dizel payının yüzde 49'a çıkması 2007'de daha da yüksek oranlara ulaşılacağının işareti olarak değerlendiriliyor.

Renault Megane

Megane dizel motor gamına en son eklenen 100 bg (74 kW) gücündeki 1.5 dCi eklendi. 2000 dev/dk'da 200 Nm tork üreten 1.5 dCi motor 100 km'de 4.9 litrelik karma yakıt tüketimine sahip. 1.5 dCi litrelik 80 bg (60 kW gücündeki dizel ise 4000 dev/dk'da 80 bg (63 kW) güç üretiyor. Torku da, 2000 dev/dk'da 185 Nm. Yakıt tüketimi, karma parkurda 100 km'de 4.6 litre. Fiyat 38 bin 190 YTL'den başlıyor.

Fiat Grande Punto

Fiat'ın geçen yıl pazara çıkan modeli Grande Punto'da tüm dünyada dikkatleri yeniden markanın üzerine çekti. Grande Punto'da iki dizel motor seçeneği var. Beş kapılı 1.3 litre Multijet 16V 75 beygir güç üretiyor. Üç kapılı 90 beygir güç üreten diğer dizel de 1.3 litre hacminde. Bu motorun azami hızı 175 km. sıfır-100 km hızlanmasını 11.9 saniyede yapıyor. Fiyat 28 bin 480 YTL'den başlıyor.

Audi Q7

Audi pazarda en fazla dizel seçeneğine sahip firmalar arasında yer alıyor. Marka tüketicilere bütün modellerinde dizel seçeneği sunuyor. Audi'nin ilk SUV'si Q7, mart ayından bu yana 233 HP gücündeki 3.0 litrelik dizel motorla Türkiye pazarında satılıyor. Fiyat 95 bin avrodan başlıyor. Yetkililer bu modelde satışların yüzde 90'ının dizel motorun oluşturmasını beklediklerini ifade ediyor.

Fıstık gibi araba


Gaziantep Üniversitesi öğrencileri, TÜBİTAK yarışması için fıstığa benzeyen araç yaptı. Projesi tamamlanan ve yapımı 41 bin YTL'ye mal olacak Hidrofıstık için kulüp, bilimsel çalışmalarına sponsor bekliyor.

Proje koordinatörü Fizik Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi İsmail Ergot, Gaziantep'in ve Antep fıstığının tanıtımı için son derece önemli olan Hidrofıstık aracının sponsor desteğiyle kısa zamanda tamamlanabileceğini söyledi.

TÜBİTAK tarafından üniversiteler arasında düzenlenen 'Hidromobil '07 Yarışması'na Hidrofıstık'la katılacaklarını belirten Ergot, 16 Temmuz'da Ankara'da yapılacak yarışmada 28 ekibe karşı yarışacaklarını dile getirdi. Ergot, diğer araçların aksine fosil enerjiler yerine hidrojenle çalışan aracın çevre dostu olduğunu vurguladı.

Kulüp daha önce güneş enerjisiyle çalışan araç üretmişti.