Cumartesi, Temmuz 29, 2006

Filminden önce belgeseli geliyor

Yıllardır pek çok habere konu olan, ama bir türlü gerçekleşemeyen; Mevlana Celaleddin-i Rumî’nin sinema filmi projesi konuşuladursun, TRT belgeselini çekmeye başladı bile.
2007’de doğumunun 800. yılı kutlanacak olan büyük mutasavvıfın hayatını, düşüncelerini ve insanlığa verdiği mesajı içeren “Rumi” adlı belgeselin yurtiçi ve yurtdışında yapılacak etkinliklerde gösterilmesi planlanıyor. 52 dakikalık tek bölüm olarak hazırlanan belgesel için yurtdışı ve yurtiçinde gösterilmek üzere iki ayrı çekim yapılıyor. Belgeselin danışmanlığını Mevlânâ’nın 22. kuşak torunu Faruk Hemdem Çelebi ile Selçuk Üniversitesi Mevlânâ Araştırmaları Merkezi Başkanı Yard. Doç. Dr. Nuri Şimşekler yapıyor. Metin yazarı ise Ömer Lütfi Mete. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Tülay Akça’nın üstlendiği “Rumi”nin, 2007’deki 800. yıl kutlamalarına yetiştirilmesi planlanıyor. Çekim aşamasında olan belgesel için gece gündüz çalışan Tülay Akça, Mevlânâ konusunda çalışmaları, birikimi, eserleri olan pek çok akademisyen, yazar, kültür adamı ve gönül insanı ile görüşmüş. Esin Çelebi, Talat Halman, Barihüda Tanrıkorur, Nur Artıran, Abdülhamit Çakmut bu isimlerden bazıları. Yurtdışından da birçok kişiyle irtibat halinde olan Akça hedeflerini şöyle açıklıyor: “Tüm dünyaya Hz. Mevlânâ’yı tanıtmak, anlatmak ve onun aşk felsefesinin bugünkü modern toplumlardaki yansımalarını araştırmak. Belgeselin içinde, Hz. Mevlânâ’nın hayatı, felsefesi ve insanlığa verdiği mesajların yanı sıra dünyanın farklı bölgelerinden, ırk ve dil farkı gözetmeksizin bu mesajlara cevap veren insanlara yer veriyoruz. Böylece hem Hz. Mevlânâ’yı tanıtmayı hem de felsefesinin evrenselliğini vurgulamayı hedefliyoruz.”
Mevlânâ’nın hayatının bir sinema filmi haline getirilmesinin özellikle son dönemde çok gündeme geldiğini söyleyen Tülay Akça, sinema filmi ile belgeselin birbirine hem yakın hem de uzak iki tür olduğunu düşünüyor. İşlevlerinin ve etkilerinin de farklı olduğu görüşünü savunan Akça, “Sinema filmi konusunu gerçeklerden alsa bile tamamen kurmacadır, belgesel ise gerçeğin arayışı ve onun yorumlanması peşindedir. Sinema filmi bu açıdan hayal gücünün elverdiği oranda özgürdür; ama bu, konumuz açısından aynı zamanda bıçak sırtı bir özgürlük anlamına gelir.” diyor.
‘Rumi’nin TRT’nin yurtiçi ve yurtdışına yönelik yayınlarında yer almasının yanı sıra, EBU (Avrupa Yayın Birliği) aracılığıyla diğer ülke televizyonlarında gösterilmesi için çalışmalar başladı. France 5, Avustralya SBS televizyonlarıyla görüşmeler sürüyor. Belgesel, 2007’de Afganistan ve İran’la birlikte Paris’teki UNESCO Genel Merkezi’nde düzenleNECEK tam günlük anma programlarında gösterilecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder