Pazar, Eylül 30, 2007

Tasarruflu Araç Çağrısı


ABD'de 67 bin çalışanına enerji tasarrufu için Japon ve Güney Kore yapımı araba kullanmalarını öneren Amerika Sağlık ve İnsan Servisleri Kurulu geri adım attı.

Amerika Sağlık ve İnsan Servisleri Kurulu, yakıt harcamalarında tasarruf sağlayabilmek için çalışanlarına Chevrolet, Ford ve Dodge gibi Amerikan arabaları yerine Japon Toyota, Honda ve Nissan markalarını kullanmalarını önerdi.

AMERİKAN ARABASI YOK: Çalışanlarına bu tartışmalı tavsiyesini "Tekerleklerin ardında enerji tasarrufu" adlı bir bültenle duyuran Amerika Sağlık ve İnsan Servisleri Kurulu’nun bu duyurusunda Amerikan Enerji tasarruflu Ekonomi Danışma Kurulu’nun belirlediği 12 araba modeline de yer verildi. Kurulun seçtiği bu 12 araba modelinin içinde de herhangi bir Amerikan arabasının yer almaması dikkat çekti. Listedeki 12 arabanın tamamını Japon ve Güney Kore oluşturdu.

ABD’Lİ DEVLER TEPKİLİ: Önerilen bu araçlar içinde satış rekoru kıran ve hybrid’le çalışan Toyota Prius, küçük boyutuyla avantaj sağlayan Toyota Yaris, Honda Fit, Hyundai Accent, Honda Civic’in hybrid versiyonu, Toyota Camry and Nissan Altima öne çıktı. Listede yer almayan ABD’nin dünya devlerinden General Motors, Ford Motor ve Chrysler ise söz konusu kurumun bu davranışını, hiç anlayamadıklarını ve çok yadırgadıklarını belirtti.

Enerji tasarrufu konusunda çalışmalarını hızlandıran bu Amerikan şirketleri kendilerini bu konuda da kanıtlamak için uzun süredir çalışmalarını sürdürüyor.

Ford Escape model spor aracının hybrid modelini geliştirirken, GM de Chevy Volt model elektrik enerjisiyle çalışan aracını, 2010 yılında satışa sunmak için hazırlık yapıyor. Bunun yanısıra Amerikalı üreticilerin üretim üssü olan Detroit, yeni Diesel modeller için de çalışmalarını hızla sürdürüyor.

JAPON HÜKÜMETİ YAPMAZDI: ABD Sağlık ve İnsan Servisleri Kurulu’nun hazırladığı duyurunun ülkede, Amerikan araçlarıyla ilgili önyargıyı gözler önüne serdiğine dikkat çeken Chrysler sözcüsü Jason Vines, "Japon hükümetinden çalışanlarına Chrysler veya herhangi bir Amerikan arabası kullanmasını tavsiye eden herhangi bir duyuru çıkacağını hiç düşünemüyorum" dedi. Üreticilerden gelen yoğun tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kalan Amerika Sağlık ve İnsan Servisleri Kurulu, Amerikan otomotiv sektöründe çalışan milyonlarca çalışandan özür diledi.

Cuma, Eylül 21, 2007

Otomotiv ihracatla ayakta kalıyor

İç pazardaki daralmayı ihracat yoluyla aşmaya çalışan otomotiv sektörü, 8 ayda ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artırarak 12 milyar 54.1 milyon dolara çıktı.

ANKA’nın Otomotiv Sanayi Derneği’nden (OSD) edindiği verilere göre, toplam ana sanayi ihracatı bu yılın ilk sekiz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31 artışla 8 milyar 60.3 milyon dolar olurken, yan sanayiinin ihracatı yüzde 41'lik artışla 3 milyar 993.7 milyon dolara ulaştı. Böylece sektörün toplam ihracatı yüzde 34 artışla 12 milyar 54.1 milyon dolara çıktı. Geçen yılın aynı dönemine göre 3 milyar 55.3 milyon dolar daha fazla ihracat gerçekleştirildi.

-SEKİZ AYDA 529 BİN TAŞIT İHRAÇ EDİLDİ-

Sözkonusu dönemde sektörün ihraç ettiği toplam taşıt sayısı geçen yıla göre yüzde 20 artarak 528 bin 877 adede ulaştı. Otomobil ihracatı yüzde 22’lik artışla 323 bin 857 adede çıkarken, ticari araç ihracatı yüzde 18’lik artışla 198 bin 813 adet düzeyinde gerçekleşti.
Ticari araçlardan kamyonet ihracatı yüzde 16’lık yükselişle 186 bin 324’e, minibüs ihracatı yüzde 40’lık artışla bin 691’e, kamyon ihracatı yüzde 116’lık artışla 5 bin 799’a ve otobüs ihracatı da yüzde 30’luk yükselişle 3 bin 668’e çıktı. Midibüs ihracatı ise yüzde 5 gerileyerek bin 331 oldu.
Aynı dönemde traktör ihracatı ise yüzde 6'lık bir artışla 6 bin 207 adet oldu.

-FORD OTOSAN BİRİNCİ-

Ford Otosan 142 bin 691 adetle sekiz ayda en fazla taşıt ihraç eden firma olarak belirlendi. Firmanın ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22.6 oranında artış gösterdi. İhracatta bu firmayı 133 bin 658 adetle Oyak Renault, 100 bin 247 adetle Toyota izledi. Aynı dönemde Tofaş 86 bin 786, Hyundai Assan 44 bin 128, Mercedes Benz Türk 5 bin 793, Honda Türkiye 4 bin 395, Türk Traktör 3 bin 234, Uzel 2 bin 973, Man Türkiye bin 184, BMC bin 104, Otokar 897, Temsa 748, AIOS 507, Karsan 431, Otoyol 101 taşıt ihraç etti. (ANKA)

Yarım milyon araba geri çağrılacak


Chrysler, yaklaşık 300 bin spor arabayı frenlerindeki bir sorun yüzünden geri çağırırken Honda da bir arıza nedeniyle 180 bin Civic'i geri toplama kararı aldı.

Chrysler, yaklaşık 300 bin spor arabayı, yokuş tırmanırken frenlerinde meydana gelen potansiyel bir sorun nedeniyle piyasadan geri toplayacağını açıkladı. Aynı şekilde Honda Motor şirketi de, yaklaşık 180 bin Civic model otomobili, tekerlek mili kapağında sızmaya neden olan sorun nedeniyle piyasadan geri toplayıp tamir edeceğini açıkladı.

Chrysler şirketi sözcüsü Max Gates, piyasadan çekecekleri araçların 156 bin 2006-2007 model Jeep Grand Cherokee ve Commander SUV, 90 bin Jeep Wrangler SUV ve 50 bin kadar 2007 model Dodge Nitro SUV olduğunu söyledi.

Gates, şu ana kadar problemden kaynaklanan tek kaza tespit ettiklerini belirterek, söz konusu araçları alanların e-maille haberdar edileceğini belirtti. Öte yandan Chrysler, yeni piyasaya sürdüğü 72 bin 2008 model Dodge Avenger sedan tipi ve Chrysler Sebring aracı da, ön kapılarındaki kilit ve mandal problemi sebebiyle geri toplayarak bakıma alıyor.

Ford'un 1.4 milyar $'yıl yatırımını kaçırdık

Kapasitesinin sınırına dayanan otomotivde, yetkililer yeni yatırımları çekebilmek için bürokrasinin azaltılarak yatırımın önündeki engellerin kaldırılması yönünde destek istiyor.

Hafta arasında Frankfurt Otomobil Fuarı’nda Ford Avrupa Başkanı John Fleming ile Romanya Başbakanı Calin Popescu Tariceanu, yaklaşık 1.4 milyar dolarlık bir yatırım anlaşmasına imza attılar. Krayova kentinde inşa edilecek fabrikada üretilecek 300 bin aracın ve modellerin yüzde 90’ı bu ülkeden ihraç edilecek. Fabrika 2012’de tam kapasiteye geçtiğinde bölgede tam 7 bin kişiye iş imkanı sağlayacak. Vatan Gazetesi’nde yer alan arkadaşımız Mete Tansu’nun haberine göre, söz konusu yatırımın Türkiye’ye gelmesini bürokrasi engellemiş. Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Turgay Durak, Romanya’ya kaçan yatırımın Türkiye’de yapılması halinde Ford Otosan’ın konumunun daha da güçlendireceğini belirtmiş, “Yatırım Kocaeli’nde yapılsaydı, fabrikanın kapasitesi 300 bin adetten 700 bine çıkacaktı” diye de eklemiş.

YETERLİ DESTEK YOK

Bir kez daha yazık demek gerekiyor. Öyle ya, yıllardır süregelen yenilenme yatırımlarının yanına tamamen yeni bir model almak için kelimenin tam anlamıyla canını dişine takan otomotivciler, maalesef Ankara’dan yeterli desteği alamıyor.

Şirketlerin ABD’deki, Japonya’daki, Avrupa’daki merkezlerindeki masalarda edinilen kazanımlar, Ankara’da takılıp kalıyor. Kimsenin iyi niyetinden şüphe etmemekle birlikte, Türkiye’nin bir numaralı sektörü nedense sadece vergi kazancının artırılması gündemdeyken ya da rekor üzerine rekorlar kırılırken zafer paylaşmak adına biraraya gelindiğinde hatırlanıyor. Gerek yatırım gerekse vergi anlamında hem satışları hem de üretimi yukarı taşıyacak, yeni istihdam sahaları yaratacak yatırımları ülkemize çekecek teşvikler bir türlü çıkmıyor.

MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

Üstelik her yıl bir iki tane milyar dolar üzeri yatırım bizden çok daha az üretim yapan yan sanayisi gelişmemiş Slovakya, Polonya ve Romanya gibi ülkelere giderken. Geçtiğimiz hafta Frankfurt Otomobil Fuarı öncesinde 62 yıldır hiç olmadığı kadar çok politikacının ziyaret edeceğini yazmıştım. Hintliler, Meksikalılar, Koreliler, Hırvatlar üst düzey lobi yaparken, Romanya Başbakanı yatırım anlaşması imzalarken, Türk otomotiv sektörü gerekli ilişkileri kuramadı.

Sektörel ilişkilerin mutlaka hükümet, etkili sivil toplum örgütleri ve sektörel dernekler aracılığıyla desteklenmesi gerekiyor. Bu tespitim Ekonomi Müdürümüz Celal Toprak’ın yazdığı bir yazıyla da desteklendi. Fuarda konuştuğumuz sektörün önde gelen yöneticileri de konunun önemini vurguladı. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın Hyundai’de yaptıkları lobinin sonucu ortadayken, artık bu sektörün layıkıyla desteklenmesinin vakti geldi de geçiyor.

İran, Samand'ı Türkiye'de üretecek

İran'ın Khodro Company otomotiv firması, Bulgaristan'a planladığı yatırım projesini Türkiye'ye kaydırdı. firma, Samand ve Soren marka otomobillerini Türkiye'de üretecek.

Ayrıca İran'dan ithal edilen İran üretimli Samand marka otomobiller de gümrük kapılarına geldi. Khodro'nun Türkiye Distribütörü MYS otomotiv, servis ve yedek parça ünitelerinin hazır hale gelmesiyle 15 gün içerisinde otomobillerin Türkiye'de de piyasaya çıkacağını duyurdu.

İran'ın Khodro Company (IKCO) firması, Suriye ve Azerbaycan'ın ardından üçüncü yurtdışı otomobil üretim fabrikasını Türkiye'de kuracak. Firma, 300 milyon dolarlık yan sanayi alımını da Türkiye'den karşılayacak. Daha önce Bulgaristan'a yatırım yapmayı kararlaştıran ancak Türkiye Distribütörü Bursalı MYS Otomotiv'in de baskısıyla yatırım planını Türkiye'ye kaydıran IKCO yetkilileri, fabrika için yer arayışında olduğu ve önümüzdeki yıllarda Samand ve Soren marka otomobillerin Türkiye'deki fabrikada üretileceğini belirtti.

Yılda ortalama 1 milyon otomobil ile dünyanın en büyük 14'üncü üreticisi konumunda bulunan Khodro Company, ulusal markası olan Samand ve Soren marka otomobilleri, Suriye ve Azeybaycan'ın ardından Türkiye'de üretme kararı aldı. Mercedes, Peugeot, Dacia Logan otomobiller ile Mercedes, Hyundai ve MAN'ın ticari araçlarını da üreten IKCO'nun Türkiye Distribütörü olan MYS Otomotiv'in Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Seskır, firmanın Avrupa'ya açılmak için çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Bu çerçvede Bulgaristan'a bir fabrika kurma kararı aldığını belirten Seskır, ancak kendi baskıları sonucu bu yatırırımın Türkiye'ye kaydırıldığını açıkladı. İran'ın ulusal markası olan bu otomobilleri tüm dünyaya pazarlamayı amaçladığını dile getiren Seskır, IKCO'nun Avrupa'ya ise Türkiye üzerinden açılacağını vurguladı.

Seskır, "Türkiye'de fabrika kurmak için çalışmalarımız sürüyor. Daha önce başka bir firmanın kurduğu montaj hattında firmanın İranlı mühendislerinin de katılımıyla incemelerde bulunduk. Hazırlıklarımız sürüyor. alternatif yerleri değerlendiriyoruz. Amacımız Türkiye'ye yatırım kazandırmak. En azından ilk etapta 60 milyon avroluk bir yatırım bekliyoruz. Firmanın Suriye, Azerbaycan ve Belarus'ta montaj hattı var. Önceliği Bursa'ya veriyoruz, ama diğer seneçekleri de değerlendirmeye alıyoruz. Firma yetkilileri ile birlikte bir kaç şehirde yer baktık. Şu anda yatırım için 4 nokta uygun görüldü. Ancak görüşmeler sürüyor. Henüz yatırımın nereye yapılacağına karar verilmedi. İlk etapta 60 bin metrekarelik kapalı bir alanda tek bant üzerinden yatırım yapılacak. Yılda 15 bin otomobil ile başlayacak olan üretimin 5 banda kadar çıkması amaçlanıyor" dedi.

Öte yandan ilk İran otomobilleri Türkiye sınırına ulaştı. MYS otomotiv Başkanı Şükrü Seskır, Samand marka otomobillerin gümrük kapılarına ulaştığı, işlemlerin tamamlanması ve servislerin hazır hale getirilmesiyle 15 gün içerisinde araçların satışa sunulacağını hatırlattı. Türkiye'ye getirilen Samant LX modeli 19 bin 900 YTL'den satışa sunulmasının beklendiğini dile getiren Şükrü Seskır, önümüzdeki dönemlerde 'Soren' ve 'Pars' modellerinin de Türkiye'ye getirileceğini söyledi.

Pazartesi, Eylül 17, 2007

Otomobilde 2008 kampanyaları

VW Polo'dan Passat'a kadar tüm 2008 model otomobilleri için yüzde 6.3'e varan peşin alım indirimi, takas desteği, 60 aya kadar vade ve yüzde 1.49'luk kredi faiz oranını birlikte sunuyor.

VW Binek Araç, 2008 model Polo'yu 26 bin 100 YTL'den, Golf'ü ise 34 bin 290 YTL'lik anahtar teslim başlangıç fiyatlarıyla satıyor.

527 litrelik bagaj hacmiyle ideal bir aile otomobili olan VW Jetta da dahil olmak üzere tüm 2008 modeller için motor hacmine göre 1.170 YTL'ye varan takas indirimi sağlanıyor.

Hyundai, binek otomobillerinde modele göre 8 bin 500 YTL'ye varan indirimler, hafif ticari araçlarda da 7 bin 350 YTL'ye varan indirim uygulanıyor. Ayrıca binek otomobillerde 10 bin YTL'ye altı ay yüzde sıfır faiz ve hafif ticari araçlarda 19 bin YTL'ye 12 ay yüzde sıfır faizle kredi veriliyor.

Renault ise, tüm modellerde 'Heman al, 2008'de ödemeye başla' kampanyasını başlattı. Ayrıca, Symbol, Clio HB, Megane Sedan, Kangoo Multix ve Kangoo Express modellerinde ileri teslime özel fiyatlar sunuluyor, 3 bin YTL'ye varan fiyat avantajı sağlanıyor.

Suzuki'nin Grand Vitara modelinin fiyatı ise 59 bin YTL'den başlıyor.

Fiat Doblo Combi ya da Cargo alana bin 750 YTL’lik 12 depoya varan akaryakıt hediye ediliyor.

18 bin 987 YTL’den başlayan Lada Kalina’da peşin indirimi bin YTL.

Chevrolet Aveo HB, 19 bin 450 YTL’den başlayan fiyatlarla satılıyor. 60 ay vadede 272 YTL taksit var.

6 bin 500 YTL indirimi olan Opel Vectra 40.2, Zafira 36.7, Meriva 27.9 bin YTL.

Cumartesi, Eylül 15, 2007

Audi RS6 Avant


Gelecek yılın ikinci yarısında Türkiye'de de satışa sunulacak olan Audi RS6 Avant'ta, çift turbo besleme ünitesine sahip FSI teknolojili (TFSI) V10 motor bulunuyor.

6 ileri tiptronic şanzımanlı Audi RS6 Avant, sıfırdan 100 kilometreye 4,6 saniyede ulaşıyor. Elektronik olarak sınırlandırıldığı için maksimum 250 kilometre hıza erişebilen Audi RS6 Avant, statik konumdan 200 kilometreye ise 14,9 saniyede çıkıyor.

Yeni RS6 Avant'ta yeni nesil quattro dört tekerlekten çekiş sistemine yer veren Audi mühendisleri, aracın arkadan çekişli otomobillere göre daha fazla sürüş güvenliği ve denge sunmasının yanı sıra maksimum dinamik yol performansı sunabilmesini de hedeflemiş. Audi RS6 Avant'ın merkezi diferansiyeli, motor gücünün yüzde 40'ını ön aksa verirken, yüzde 60'ını ise arka aksa vererek dinamik sürüş performansının güvenli biçimde elde edilmesi sağlıyor

Cuma, Eylül 14, 2007

Ünlüler Etox siparişi için sıraya girdi



Fiyatı 75-85 bin YTL arasındaki otomobile, henüz lansmanı yapılmamış olmasına rağmen ikisi sanatçılardan olmak üzere 9 sipariş geldi.


Sanatçı Murat Göğebakan, Etox için sipariş verdi.
Türkiye'nin ilk yerli spor otomobili 'Etox'un tanıtımı 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda İstanbul'da yapılacak. Etox'un İstanbul'daki tanıtımına, Osman Sınav, Oktay Kaynarca, Rıdvan Dilmen, Murat Göğebakan'ın da aralarında bulunduğu birçok ünlü isim katılacak.


Sanatçılardan biri Murat Göğebakan, diğeri ise isminin açıklanmasını istemiyor. Ertex Oto Dekorasyon Genel Müdürü Ercan Malkoç, Türkiye'nin ilk yerli spor otomobilini üreterek hayalini gerçekleştirdiğini söyledi. "Elalem uzaya çıkıyor, biz hâlâ otomobil üretmeyi tartışıyoruz.

Biz Osmanlı'nın torunları, Atatürk'ün çocuklarıyız." diyen Malkoç, Etox'u geliştirip ürettiklerini, ilk haberlerin basında yer almasından sonra çok olumlu tepkiler aldıklarını dile getirdi.

Daha önce yılda 500 araç üretme hedefine en erken 2010'da ulaşmayı planladıklarını, ancak gelen olumlu tepkiler ve taleplerin 2008'de bu hedefi yakalayacaklarını gösterdiğini belirten Malkoç, gelecek yıl kendi motorlarını da üretmeyi planladıklarını, birkaç yıl içerisinde her şeyiyle Türk malı bir otomobil olarak üretileceğini kaydetti.

Fenerbahçe Spor Kulübü'ne Feneriumlarda satılmak üzere özel Etox üretmek üzere teklif götürdüklerini duyuran Malkoç, 2. Başkan Nihat Özdemir'le görüşmelerin devam ettiğini, anlaşma sağlanırsa dünyada kendi adını taşıyan otomobil üretilen ilk kulübün Fenerbahçe olacağını bildirdi. Eski milli futbolcu Rıdvan Dilmen'le reklam konusunda anlaşan firma, kasım ayında reklamları yayınlamaya başlayacak.

Tofaş 500 bin üretime dayandı



Tofaş'ın CEO'su Ali Pandır, Fiat Linea ve Minicargo'yla birlikte yıllık üretimlerinin 400 bine dayandığını belirterek, "Kapasitemizi 500 bine çıkarabilecek durumdayız. Ancak, lojistik hizmetlerle ilgili sıkıntılar var, hızımıza yetişemiyorlar" dedi.

Pandır, Fiat’tan Bursa’da üretime yönlendirilecek yeni modelin binek araç olmasını beklediğini söyledi.

TOFAŞ CEO’su Ali Pandır, Linea ve ardından Minicargo projesiyle birlikte üretim kapasitelerinin 400 bin adede ulaşacağını belirterek, diğer fabrikaların da kapasite artırımıyla birlikte başta Bursa olmak üzere bir çok bölgenin lojistik açısından yetersiz kaldığına dikkat çekti. Pandır, "Kapasitemizi 500 bin adede çıkarabiliriz. Ama lojistik, üretimdeki hızımıza yetişemiyor. Lojistikle ilgili sorunların çözülebilmesi amacıyla sürekli görüşmeler yapıyoruz" diye konuştu.

MUHAFAZAKAR DAVRANMIŞIZ: Frankfurt Otomobil Fuarı’nda soruları yanıtlayan Ali Pandır, Tofaş’ın PSA Grubu ve Fiat ortaklığı ile üreteceği Minicargo’nun 165 binlik üretim kapasitesinin araç satışa sunulmadan yaşanan yoğun talep nedeniyle artırılabileceğini belirtti. Pandır, "Tüm dünyaya ihraç edilecek Minicargo’nun uluslararası tanıtımı 3-4 Ekim’de Milano’daki ticari araç fuarında yapılacak. İlk etapta yılda 165 bin adet üretilmesi planlanan modele ilişkin hedeflerimiz biraz düşük kaldı. Biz Minicargo’nun üretim ve satış hedeflerinin muhafazakar olduğunu gördük. En büyük alıcımız konumundaki PSA Grubu’ndan gelen talep doğrultusunda 165 binlik üretimi yukarı çekeceğiz" dedi.

YENİ MODEL BİNEK OLUR: Tofaş’ın kurulu kapasitesinin 400 bin sınırına ulaştığının altını çizen Ali Pandır, şunları söyledi: "Fabrikanın talebe göre esnek üretim yapabilmesi gerekiyor. Bu yüzden yüzde 10-15 arasında bir kapasite artışı gündemde. Minicargo’nun yanı sıra ürettiğimiz Doblo’ya olan talep de arttı. Mevcut kurulu kapasitemizi 500 bine kadar çıkarabiliriz. İmkanlarımız buna müsait. Üretimdeki mevcut modellerin yanına ek bir model daha almak için İtalya ile görüşmeler yapıyoruz. Çalışmalarımız var. Bundan sonra Türkiye’ye yeni bir model gelirse bu ticari değil binek otomobil olur. Projesi devam eden düşük maliyetli, ucuz otomobil olmaz. Zira, bu model bizim için Tofaş için fizibıl değil."

263’ÜN PROTOTİPİ HAZIR: Doblo’nun yerine 350 milyon Euro yatırımla üretilecek 263 kodlu modelin niyet anlaşmalarının tamamlandığını, nihai anlaşmanın imzalanmasının ise an meselesi olduğunu belirten Ali Pandır, "263 projesinin prototipi tamamlandı. Araç Doblo’nun yerine geçecek. Ancak, isminin Doblo olup olmayacağı henüz belirlenmedi. Kısa bir süre sonra tüm detayları açıklayacağız" diye konuştu.

LOJİSTİK YETİŞEMİYOR: Pandır, Türkiye’de otomotiv üretiminde yaşanan hızlı artışa lojistik sektörünün yetişemediğini belirterek, "Biz 400 bin adetlik üretime çıkıyoruz. Keza Oyak Renault’da benzer kapasite artırımları yapıyor. Bu diğer otomotiv şirketleri için de geçerli. Ama başta Bursa olmak üzere bir çok bölgede lojistik açıdan bizim üretim hızımıza yetişemiyorlar. Üretimde tam kapasiteye geçmemizin ardından bazı lojistik problemleri yaşamaya başladık. Bu problemlerin çözülebilmesi amacıyla sürekli görüşmeler yapıyoruz" dedi.

Minicargo’yu dünyada önce Türkler görecek

MÜLKİYET hakları Tofaş’a ait olan Minicargo modelinin önümüzdeki ayın başında Milano’da dünya basınına tanıtılacağını söyleyen Pandır, "Ancak, biz bu modeli ilk kez Türk gazetecilere göstereceğimizi söylemiştik. 3-4 Ekim’de Minicargo’yu İtalya’da sergileyeceğiz. Türkler ise bu tarihten önce bu araçla Türkiye’de ilk kez tanışacak" diye konuştu.

Peugeot ve Citroen de OSD Fuarı’na katılıyor

MINICARGO’nun en büyük alıcısı konumundaki Peugeot ve Citroen firmalarının kasım ayında OSD’nin TÜYAP’ta düzenleyeceği ticari araçlar fuarına katılacağı belirtildi. Söz konusu iki markanın ithalatçı olarak ODD üyesi olmasına rağmen, Minicargo’nun Türk tüketicilerle ilk buluşmasının gerçekleşeceği TÜYAP’taki fuara katılma kararı aldığı ifade edildi. Bu kararın ardında, TOFAŞ’ın, Peugeot ve Citroen’e aracın kendinden önce göstermesine izin vermemesinin yattığı belirtiliyor.

Micra'dan tek taş pırlanta yüzük hediye



Nissan, Micra alan herkesin ayaklarını yerden kesecek bir kampanya düzenledi. Micra alacak herkese tek taş yüzük hediye ediliyor.


Nissan, tasarımı ve pratik kullanımı nedeni ile bayanların gözdesi haline gelen Micra için düzenlediği kampanyada, Micra alan herkese tek taş pırlanta yüzük hediye ediyor.

1000 USD değerinde Zen marka tek taş’a sahip olmak için, 5-30 Eylül 2007 tarihleri arasında bir Nissan Bayi’sinden istediğiniz Micra’yı almanız yeterli.

Micra bu kampanya ile bayanların ayaklarını iki kez yerden kesiyor

Çarşamba, Eylül 12, 2007

Oto satışları yüzde 15.5 arttı

Otomotiv sektöründe Ağustos ayında toplam satışlar yüzde 15.5 artış gösterdi. Sekiz aylık dönemde araç pazarı yüzde 20.9 oranında daraldı.


Otomotiv sektöründe satışlar Ağustos’ta artış gösterdi. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, Ağustos ayında toplam satışlar yüzde 15.5, otomobil satışları ise yüzde 14.5 oranında arttı. Toplam taşıt aracı satışları Ocak-Ağustos döneminde yüzde 20.9 azalışla 359 bin adet olarak gerçekleşti.


Ocak-Ağustos döneminde otomobil satışları yüzde 18.5 azalarak 196 bin adet olurken, ithalatın pazar payı yüzde 67 olarak belirlendi.

Ağustos’ta kamyon pazarı yüzde 24.5, otobüs pazarı yüzde 23.8 azalırken, midibüs pazarı okul servis araçlarındaki mevsimsel talep nedeni ile yüzde 16.7 artış gösterdi. Traktör pazarındaki düşüş yüzde 19.7 oldu. .

ÜRETİM ARTIŞ HIZINDA YAVAŞLAMA
Toplam taşıt aracı üretimi, 8 aylık dönemde yüzde 5.9 artarak 672 bin adet, otomobil üretimi ise yüzde 11.8 artışla 388 bin adet oldu.

Ocak-Ağustos döneminde ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34 artarak 12 milyar dolar oldu. 8 aylık dönemde toplam taşıt aracı ihracatı, yüzde 20 artarak 523 bin adet oldu. Otomobil ihracatı yüzde 22 artışla 324 bine, ticari araç ihracatı yüzde 18 artışla 199 bine yükseldi.

Ford Otosan 142 bin hafif ticari araç, Oyak Renault 134 bin ve Toyota 100 bin otomobil, Tofaş 45 bin otomobil ve 42 bin hafif ticari araç olmak üzere toplam 87 bin hafif araç ihraç etti.

OSD’den yapılan değerlendirmede, 2006 yılının son aylarında pazarda gözlenen durgunluğun, Ocak-Ağustos döneminde de devam ettiği belirtildi. Üretimdeki artış hızının iç pazardaki daralmanın olumsuz etkisi ile düşmeye başladığı ve Ağustos ayı ile birlikte otomobil üretimindeki yavaşlamanın da arttığı kaydedildi.

Toyota Başkanı öve öve bitiremedi



Japon Toyota Motor Corporation'ın Başkanı Katsuaki Watanabe, Türkiye'deki operasyonların başına getirdikleri Tamer Ünlü için, "İnanılmaz bir yöneticiyle çalışıyoruz" dedi.

Emre Özpeynirci / Hürriyet

Japon Toyota Motor Corporation’ın Başkanı Katsuaki Watanabe, Türkiye’deki operasyonların başına getirdikleri Tamer Ünlü için, "İnanılmaz bir yöneticiyle çalışıyoruz" derken, Türkiye’deki üretim tesislerini de "Avrupa’ya kaliteli ürünler üretmek için kullandığımız bir üs" olarak nitelendirdi. Watanabe, "Türkiye’nin bu rolü gelecekte artarak devam edecek" dedi.

DÜNYANIN en büyük otomotiv üreticisi pozisyonuna yükselen Japon Toyota Motor Corporation’ın Başkanı Katsuaki Watanabe, Toyota Türkiye’nin Başkanı ve CEO’su yaptıkları Tamer Ünlü’ye uluslararası basın önünde övgüler yağdırarak, "İnanılmaz bir yöneticiyle çalışıyoruz" dedi. Watanase, Toyota için bir üs olarak gördükleri Türkiye’nin de bu rolünün artaracak devam edeceğini söyledi.

ÜNLÜ’YE BÜYÜK ÖVGÜ: 62’inci Frankfurt Motor Show öncesi dünya basınıyla biraraya gelen Watanabe, toplantıda Türk yönetici Ünlü’yü adeta göklere çıkarttı. Avrupa için kaliteli ürünler üreten Toyota Türkiye’nin tepesine Tamer Ünlü’yü getirmekle büyük bir iş yaptıklarını kaydeden Toyota CEO’su Watanabe, "Gerçekten inanılmaz bir yönetici. Fabrika ilk kurulduğundan bugüne kadar kalite konusunda kaydedilen gelişmeleri sağlayan kişidir. Biz de onu bu yüzden seçtik. Bu tesisin daha da geliştirilebilmesini sağlayacak bir kişi" ifadesini kullandı. Watanabe, "Bu tip gelişmelere açık arkadaşlarımızla çalışmayı istiyoruz. Dolayısıyla Adapazarı tesisinden daha fazla insanı bu tip pozisyonlarda görmekten gurur duyarız" dedi.

TÜRKİYE’NİN ROLÜ ARTACAK: Türkiye’deki üretim tesislerinin Avrupa’ya kaliteli ürünler üretmek için kullandıkları bir üs olduğunu kaydeden Watanabe, "Türkiye’nin bu rolü gelecekte artarak devam edecek. Kapasiteyi şu an için artırmayı düşünmüyoruz, ancak aynı seviyede koruyacağız. İlk önceliğimiz kapasite artışından çok, verimliliği artırarak kaliteyi korumak" dedi. Hafif ticari sınıfında bir araç için geliştirme çalışmalarının devam ettiğini belirten Watanabe, "Ancak bu aracın nerelerde ve hangi zamanda piyasa çıkarılacağı gibi unsurlar henüz kesinleştirilmedi. Bunları planlamaya çalışıyoruz. Talebe göre yakın bir zamanda açıklayacağız" dedi.

ÜNLÜ, YENİ YATIRIM İSTEDİ: Toyota Motor Türkiye Başkanı ve CEO’su Tamer Ünlü ise, ikinci vardiya ve fazla mesai ile birlikte 150 binlik kapasiteyi şu an 177 bine ulaştırdıklarını kaydederek, "Bunun daha fazlası için artık üretim gerekir. Eğer ekstra kapasite isteniyorsa, yeni yatırım yapılması anlamına gelir. Bunu Toyota yetkililerine her ortamda söylüyorum" dedi. Tüm ülkelerde yatırım kararlarının hiçbir zaman yerel yöneticiler tarafından alınmadığını, bunların tamamen Japonya’da alındığına dikkat çeken Ünlü şöyle konuştu: "Ben Türkiye’nin başında olduğum için buraya özgü bir karar alma konumunda değilim. Bu konuda kararlar büyük araştırmalar sonrasında alınıyor ve bize de uygulamak düşüyor. Örneğin Türkiye bir sedan pazarı olmasına rağmen Corolla Sedan’ın üretimini bizden alıp yerine Auris’i veriyorlar. Aynı şekilde hafif ticari talebi fazla diye bu tip bir modeli bize vermeleri söz konusu olmuyor."

10 Türk firması Yaris için yedek parça üretiyor

TOYOTA Fransa’nın Başkanı Didier Leroy, Yaris üretimi için Türk yan sanayicilerden parça aldıklarını belirterek, "Yaklaşık 10 Türk firmasından yedek parça alıyoruz. Bizim için parçaların hesaplılığının yanında kalitesi de önemli tabii. Bu konuda Tamer Bey bize yardımcı oluyor. Özellikle aracın içindeki plastik aksamla ilgili parçalar alıyoruz" dedi. Leroy, ilk nesil Yaris’te hiçbir Türk parça kullanılmadığını da hatırlattı.

Ford'u anavatanına satıyoruz



Ford Otosan Kocaeli, Fabrikası ürettiği Transit Connect'i otomotivin anavatanı ABD'ye Eskişehir'de üretilen Mini Kargo'ları da Rusya ve çevresine gönderecek.
FORD OTOSAN'IN GURURU - 12 / 09 / 2007 13:28

Ford Otosan Kocaeli Fabrikası’nda ürettiği Transit Connect’i otomotivin anavatanı olan Amerika’ya ihraç etmeye hazırlanırken, Eskişehir’deki İnönü fabrikasında ürettiği Kargo ile de Rusya ve çevresinde büyüme planı yapıyor.

Ford Otosan Genel Müdürü Michail Flewitt, Frankfurt’ta düzenlenen Uluslarası Otomobil Fuarında Türkiye’ye yönelik önemli mesajlar verirken, dünyada sadece Kocaeli fabrikasında üretilen Transit Connect’in, Amerika’ya ihracatı için son aşamaya geldiklerini belirtti.

GÜNEY AMERİKA’YA GÖNDERDİK: Ayrı bir ekip oluşturarak Connect’lerin Amerika’ya uyumu konusunda çalıştıklarını söyleyen Flewitt, bu konuda şu bilgileri verdi: "Bu uyum motordan güvenliğe, koltuktan emisyon değerlerine kadar araştırılıyor. Çalışmaların ardından üçüncü aşamaya geçeceğiz. Bu aşama Amerikaya yönelik üretilecek araçlar için yapılacak yatırımı kapsıyor. İhracatla ilgili tarihi 2008’de açıklayacağız. G. Amerika’ya araç yolladık, testler yapılıyor, isteğe bağlı olarak kısa sürede ihracata başlayabiliriz."

YENİ MODELLER GELEBİLİR: Transit Connect’in ne zaman yenileneceği konusunda henüz kararın verilmediğini kaydeden Flewitt, şunları söyledi: "Ama Ford’un global stratejisi doğrultusunda yeni Connect’in Focus platformunda üretileceğini söyleyebilirim. Bu doğrultuda yeni Connect’in Focus platformunda üretilmesi kararı alındı. Bu, Kocaeli fabrikasına önemli bir esneklik sağlayacak. "

RUSYA’YA KAMYON İHRACATI: Ford Otosan’ın Türkiye’de hafif ticari araç sınıfında lider olduğunu söyleyen Flewitt, kamyon üretiminde ve ihracatında da hızla büyüdüklerini kaydetti. Flewitt, "Yılda 7 bin adet üretilen Ford Kargo’da hedefimiz üretimin yüzde 50’sini ihraç etmek. Bu yıl girdiğimiz Rusya pazarına 800 adet Kargo ihraç edeceğiz. Bu ülkede kendi bayilerimizi de oluşturacağız. Hedefimiz Rusya ve çevre ülkelerinde kamyonda hızla büyümek" diye konuştu. Flewitt, Tofaş tarafından Fiat ve Peugeot-Citroen markaları için üretimine başlanan Minicargo’nun ise kendileri için herhangi bir risk oluşturmadığını belirtti.

Başkandan kapasite artırım sinyali

FORD Motor Avrupa Başkanı John Fleming, Kocaeli tesislerinin üretim kapasitesini artırabileceklerini söyledi. Sadece Koceli tesislerinde üretilen Transit’in Avrupa’da daha fazla talep görmesi halinde üretim kapasitesini artıracaklarını belirten Fleming, Kocaeli’nin Ford Motor için çok stratejik bir tesis olduğunu söyledi. Fleming, "Ar-Ge çalışmaları çok başarılı. Motor geliştirmede iddilayız. Doğu Avrupa’da da büyüme planlarımız var. Ford Otosan’la ilişkilerimiz gelişerek devam edecek."

Türkiye'de yeni modeller üreteceğiz



Renault CEO'su Ghosn, Oyak Renault'nun Bursa'daki fabrikasının çok sayıda yeni model üretme kapasitesine sahip olduğunu belirterek, "Türkiye’de yeni modeller üretebiliriz" dedi.

Fransız otomotiv şirketi Renault, Türkiye’de yeni yatırımlar planlıyor. 62. Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Renault CEO’su Carlos Ghosn, Türkiye’de yeni modeller üretebileceklerini söyledi.

Oyak Renault’nun Bursa’daki fabrikasının çok sayıda yeni model üretme kapasitesine sahip olduğunu ve birçok yeni model üretmek istediklerini belirten Ghosn, Renault’nun dünyadaki diğer fabrikaları arasında bir denge oluşturması gerektiğini söyledi.

Bursa’daki fabrikanın Renault’nun en hızlı çalışan fabrikası olduğunu söyleyen Ghosn, yılda 6 bin saat çalışıldığını, ürün kalitesinin de tatmin edici olduğunu belirtti.

Ghosn, aynı zamanda Bursa’nın Renault’daki geleceğinin çok sağlam olduğunu ve yerini çok iyi koruyacak bir fabrika konumunda yer aldığını söyledi

Cumartesi, Eylül 08, 2007

CHEVROLET EPİCA 2.0 Dizel LT





Amerikan otomobilleri deyince aklınıza ne gelir? 40 yaşın üstündeki herkes bu soruya Chevrolet diye cevap verecektir herhalde. Devasa boyutları ve kanatlı diye tabir edilen tasarımlarıyla bir sokağa girdiğinde herkesin ister istemez dikkatini çeken Chevrolet'lerin fanatikleri olduğu gibi nefret edenleri de çoktu. Gel zaman git zaman ülkemiz otomotiv endüstrisi yönünü Avrupa'ya doğru dönmeye başlayınca Chevrolet ve onun şahsında Amerikan otomobilleri de gündemden düşmeye başladı. Yıllar sonra Chevrolet Türkiye'ye hızlı bir dönüş yaptığında özellikle Chevrolet tutkunlarını bir heyecan sarmıştı. Fakat çok zaman geçmeden bu Chevrolet'lerin bildiğimiz Chevrolet'ler olmadığı anlaşıldı! Koreli Daewoo'yu satın alan Chevrolet; Avrupa pazarlarına Chevrolet adıyla girerek bize hoş bir sürpriz yapmıştı sadece… Bugün ülkemizde satılan Chevrolet'lere baktığımızda 'melez' tabirini kullanmanın pek de yanlış olmadığını söyleyebiliriz. Yine de Aveo gibi küçük segmentteki Chevrolet'leri yolda gören eski tutkunların içlerinde garip bir burukluk hissettiklerini tahmin edebiliyoruz. Hala o şaşaalı
Chevrolet'leri özleyenlere yarı Koreli bu otomobillerden anlamlı bir hediye var; bu hediyenin adı Epica…Chevrolet Epica’yı uzaktan gördüğünüzde bir ‘Amerikalı’ ile tanışmak üzere olduğunuzu düşünüyorsunuz ama otomobilin içine oturunca bir ‘Koreli’ ile karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. 2.0 lt’lik 150 Hp dizel motor ile otomatik vitesin birleşimi sonucunda son derece güçlü ve ekonomik bir otomobil haline gelen Epica’nın en büyük kusuru, yüksek fiyatı
Epica’yı ilk gördüğünüzde aklınızda hemen ‘büyük ve güçlü’ olduğuna dair bir yargı oluşuyor. Hani son dönemin eğilimlerinde rastladığımız sportif görünme adına herkesin boyutları küçük gösteren tasarımlarına nispet Epica ‘ben büyüğüm, en büyüğüm’ diyor. Orta sınıf bu sedan otomobil Amerikan tarzı tasarımı ile kendine has bir duruşu olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Önden bakıldığında çok fazla dikkat çeken bir şey olmasa da büyük hava kanalları ve ızgara ile krom detaylar otomobile elit bir görünüm sağlamış. Yan taraftan bakıldığında ise en belirgin şey arkaya doğru uzanan ve otomobilin arkasının biraz daha yüksek gibi görünmesini sağlayan omuz çizgisi oluyor. Büyük ön farlar ve dikdörtgen formlu arka aydınlatmalar estetik açıdan çok bir şey ifade etmiyor.
Otomobilin içerisi ise son derece geniş ve ferah. Tabii başta da belirttiğimiz gibi içeride Kore etkisi had safhada. Estetik anlayışı son derece zayıf olan otomobilin orta konsol, gösterge paneli ve diğer kumanda aletleri orta sınıf bir otomobilden beklenilen görselliği yansıtmıyor. Fakat birçok noktada karşımıza çıkan alüminyum detaylar ve deri koltuklar bu estetik yoksunluğunu bir nebze örtüyor. Elektrik ayarlı koltuklar ve direksiyon simidindeki kullanışlı düğmeler de içerideki yaşam alanını daha kolaylaştırıyor. Araçta birçok noktada bulunan eşya gözleri fonksiyonellik açısından yeterli.
Aslında bu otomobilin en büyük özelliği güçlü dizel motoru ve bu motorla son derece uyumlu çalışan otomatik şanzımanı. Bu motor aynı zamanda son derece de ekonomik. Test aracımız 100 km’de ortalama olarak 7.8lt yakıt tüketti ki bu 1.570 kg ağırlığında bir otomobil için son derece başarılı bir tüketim değeri. Ayrıca bu otomobilde 5 ileri otomatik bir şanzımanın kullanıldığını da unutmayalım. Hem otomatik hem de dizel bir araç için bu tüketim değerleri son derece tatminkar. Epica’da kullanılan 1991 cc 4 silindirli motor 4000 d/d’de 150 HP güç ve 2000 d/d’de 320 Nm tork üretiyor.
Güçlü motorun ve otomatik şanzımanın uyumunu yolda daha iyi anlıyorsunuz. Sorunsuz çalışan otomatik şanzıman gücün yola aktarımını ve zamanlamayı çık iyi yapıyor. Özellikle gaza yüklendikçe otomobilin daha agresif bir hale geldiğini ve yola adeta yapıştığını hissediyorsunuz. Hızlanma değerlerinde de son derece başarılı olan Epica, 0-100km/s hızlanmasını 10.8 sn’ de alıyor. Frenlemesi de çok iyi olan Epica 100-0 km/s frenlemesini 39 metrede tamamlıyor. Önde McPherson ve arkada çok kollu süspansiyon sürüş keyfini daha da arttırıyor. Makul hızlarda otomobilin yoldan çıktığını gözlemlemedik, yine de yumuşak olan süspansiyonlar limitler zorlandığından otomobilin esnemesine sebep olabilir. Direksiyon sistemi son derece hassas olan Epica, gerekli tepkileri anında verebiliyor. Herhangi bir yalıtım problemine rastlamadığımız Epica, yan rüzgârlarda da herhangi sıkıntı yaratmıyor. Otomobilin 480 litrelik bagaj hacmi yeterli gibi görünse de sınıfı için küçük denebilir.
Chevrolet Epica; güçlü dizel motoru ve başarılı otomatik şanzımanı ile birçok işadamının dikkatini çekebilir. Özellikle tasarımı önemsemeyip güce ve ekonomik kullanıma önem verenler Epica’yı tercih edebilirler. Özellikle dışarıdan bakanların ‘Amerikalı’ zannedecekleri Epica’nın fiyatı daha düşük olsaydı talipleri de artardı.

FORD MONDEO 1.6İ






Önemli bir toplantıya katıldığınızda herkesin içinde kendinize tanıdık bir yüz ararsınız sürekli. Çünkü bu tür toplantılarda ortamın yarı-resmi olmasından dolayı herkes bir miktar gergindir. Fakat arkadaş grubunuzu bulduğunuzda ise değmeyin keyfinize! Bazen böyle toplantılar öncesi ayaküstü sohbet ederken birden toplantıyı tertip eden şirketin yöneticilerinden biri size doğru yaklaşır ve siz çok fazla samimi olmanıza rağmen ceketinizin önünü ilikleme ihtiyacı duyarsınız. Bir süre sonra koyu bir sohbete dalacağınızı ve esprilerin havada uçuşacağını bilmenize rağmen tamamen doğal olarak bu tavrı sergilenirsiniz. Çünkü karşınızdaki insana içten bir saygı duyar ve aynı zamanda gıpta edersiniz. Aslında onun sizden böylesi bir saygı beklemediğini de bilirsiniz ama ilk tanışmanız ve daha sonraki ilişkileriniz sizi ister istemez bu çizgiye getirmiştir. Buradaki saygı; karşınızdakinin bilgi, görgü ve sosyal zekâsına olan hayranlığınızdan kaynaklanan tamamen içgüdüsel bir tavırdır. En nihayetinde karşınızdaki sohbetiyle, duruşuyla ve diğer insan ilişkileriyle sizden biridir ama aynı zamanda sizi sürekli daha iyiye, daha kaliteliye ve daha mükemmele çeken bir duruşu temsil eder.

İnsanlar ve otomobiller o kadar birbirine benziyor ki artık bu beni daha çılgın düşüncelere sevk ediyor. Sanki otomobiller onları tasarlayan ve üretiminin her aşamasında bulunan tüm insanların kişiliğinden ve karakterinden bir parça taşıyor. Ama özellikle stratejistler ve tepe yöneticileri bir otomobile kişilik katma hususunda herkesten daha fazla kafa patlatıyorlar. Onların çizdiği sınırlar bir otomobilin karakterinin yapı taşlarını oluşturuyor. Bu noktadan hareketle baktığımda bazı otomobillerin çok silik ve sıradan bazılarınınsa tamamen nev-i şahsına münhasır olduğunu görüyorum. Tabii bu öyle bir şey ki zaman zaman kişiliksiz olmakla eleştirdiğimiz modeller kendini geliştirip bambaşka bir halet-i ruhiye’ye bürünüyor. İşte Yeni Mondeo’da böyle bir otomobil. 90’lı yılların sonundan beri sürekli adı var olan ama bir türlü kendi gibi olamayan Mondeo nihayet kabuğunu kırmış görünüyor. Bu haliyle Mondeo insanda müthiş saygı uyandırıyor ve bu kesinlikle hak ettiği bir saygı. Yazımın başında bahsettiğim insanlar gibi Mondeo’ya da bambaşka bir ruh kazandırılmış, diğerlerinin arasından hemen sıyrılıyor. Tabii bunda Ford’un “Kinetik Dizayn” felsefesinin etkisi kesinlikle yadsınamaz. Eski tepeden bakan tavrından eser yok ama saygınlığı bir kat daha artmış. Her şeyden önemlisi de tamamen özgün bir karaktere bürünmüş.

Yeni Mondeo’yu yolda gördüğünüzde ilk anda bir şaşkınlık geçiriyorsunuz. Çünkü önden ve yandan bir sedan otomobille karşı karşıya olduğunuzu anlamanız çok kolay değil. Ancak yanınızdan şöyle bir geçip rüzgârıyla sizi savurduğunda anlayabiliyorsunuz onun bir sedan olduğunu. Aslında tasarımdaki bu ince ayrıntı bile başlı başına incelenmesi gereken bir vaka! Bu muhteşem tasarım daha otomobili ilk gördüğünüzde sizi vuruyor. Önde üst ızgara ve ters trapezoid formundaki alt ızgara ile büyük farlar Mondeo’nun saygın duruşuna işaret eden ilk unsurlar olarak göze çarpıyor. Çöldeki kumların rüzgârla şekil alarak kat kat çizgiler oluşturmasından esinlenen ve “Kinetik Dizayn” felsefesinin bir sonucu olan katlı çizgiler Mondeo’nun görünümünü müthiş sportif ve aynı zamanda dinamik hale getirmiş. Büyük sis farları ile daha da pekişen atletik yapı Mondeo’nun tasarımında ne kadar detaycı davranıldığının en büyük işareti. Kapı üzerindeki çıtalar ve alaşım jantlar Mondeo’nun prestijli duruşuna önemli katkıda bulunuyor. Arkadan yatık konumlandırılan cam sportif görünüme önemli katkıda bulunurken büyük arka lambalar ön taraftaki farlarla bütünsellik oluşturarak prestije vurgu yapıyor.

Yeni Mondeo’nun boyutları eski versiyona göre biraz daha büyümüş. Mondeo’nun boyu 113mm uzayarak 4844mm’ye, genişliği 74mm uzayarak 1886mm’ye, yüksekliği 71mm uzayarak 1550mm’ye uzarken dingil mesafesi de 99mm artarak 2850mm’ye çıkmış. Tüm bunların sonucunda Mondeo’nun hem ön hem de arkasında geniş bir oturma alanına sağlanmış. Mondeo’nun iç tasarımı da tek kelimeyle eşsiz, sanki evinizde gibisiniz. Sürücü koltuğuna oturduğunuz anda otomobil hareket etmese bile kendinizi koltuğa yapışmış gibi hissediliyorsunuz. İnsanı saran koltuk yapısının yanı sıra kaliteli koltuk döşemeleri de konforu bir hayli arttırıyor. Görüş açıları tamamen sorunsuz olan Mondeo’nun gösterge paneli ve diğer kumanda düğmeleri ile orta konsolun konumu işlevsellik göz önünde bulundurularak tasarlanmış. İçeride şık ama abartısız tasarım dışarısı ile tamamen uyumlu. Direksiyon üzerindeki kumandalar sayesinde gözünüzü yoldan ayırmanıza gerek kalmıyor, ayrıca bu kumandaların tasarımı da çok şık. Tüm hareketleri gösterge panelinin tam ortasındaki dijital ekranda izleyebiliyorsunuz. Akıllı anahtar sistemi sayesinde siz otomobilin yanında ayrılmadığınız sürece kapılar kilitlenmiyor. Ayrıca start-stop düğmesi sayesinde anahtara gerek kalmadan otomobili çalıştırabiliyorsunuz ama bazı markalardakinden farklı olarak elinizi düğmenin üzerinde biraz daha uzun tutmanız gerekiyor.

Yeni Mondeo’ da 1.6lt 125HP Ti-VCT benzinli motorun yanı sıra 2.0lt 140HP TDCi ve 130HP TDCi dizel motorlar da bulunuyor. Test ettiğimiz 1.6lt benizli motor vergi avantajı sebebiyle tercih edilmiş. Tabii bu motor ürettiği 125HP güç ve 160Nm tork ile eski nesil 2.0 motorlardan bile daha güçlü. Otomobilin ağırlığı 1449kg olmasına rağmen 1.6lt motor bu kasayı rahatlıkla taşıyor. Özellikle yüksek devirlerde bu gücü hissetmeye başlıyorsunuz. Tabii bu motor ve bu kasanın bileşiminden çok düşük bir yakıt tüketimi beklememeli.100km’de 7,4 litre yakıt tüketen 1.6lt motor bu kasaya göre normal sayılabilir. 0-100km hızlanmasını 12sn civarında tamamlayan Mondeo 100-0km fren mesafesini de 40m civarında tamamlıyor. Yine otomobilin boyutları dikkate alındığında bu değerler makul sayılabilir.
Yeni Mondeo ile sürüş çok keyifli, sanki rallideymiş gibi bir his veriyor insana. Bunu koltuğa oturup kaza basmadan direksiyonu tuttuğunuz anda anlıyorsunuz. Çünkü otomobilin sınıfına ve boyutlarına baktığınızda ve hatta ilk anda 1.6lt motoru duyduğunuzda hantal bir otomobil bekliyorsunuz ama hiç de öyle olmadığını hemen anlıyorsunuz! Hem düz yollarda hem de viraj da sanki kompakt bir alt sınıf otomobildeymişsiniz gibi yola adeta yapışan bir otomobille karşılaşıyorsunuz. Süspansiyonlar güvenli yol tutuşuna önemli katkı sağlasa da bu kadar sert olmasa daha iyi olurdu diye düşünüyoruz. Mondeo ile yolda ilerken canımızı en fazla sıkan ve anlam vermediğiniz şey ise mekanik tıkırtılar oldu!
Son söz olarak diyebiliriz ki Mondeo artık eskisi gibi değil, hem daha saygın hem de daha dinamik. Rakipleri yeni Mondeo’yu gördükten sonra yeni model hazırlıklarını hızlandırmış olabilir.

Volkswagen Caddy


Volkswagen Caddy 47 cm daha uzatılarak 7 kişinin ve daha fazla bagajın sığabileceği bir hale getirildi.


Yeni sınıf Caddy Maxi, transporter van fonksiyonelliği ile kompakt bir yolcu taşıma aracının çok yönlülüğünü birleştiren, son derece işlevsel bir araç. Caddy’nin tasarımı ile hemen hemen aynı olan Caddy Maxi’nin tek farkı boyutları olmuş. Kendi sınıfında en uzun araçlardan biri olan Caddy Maxi, 4875 mm uzunluğa (dingil mesafesi 3002 mm’ye çıkarılmış) ulaşırken bagaj kapasitesi 7 kişi seyahat ederken 380 litre, arka koltuklar çıkarılınca 1350 litre hacme sahip. Caddy Maxi’de ikinci sıra koltuklar ileri-geri hareket ettirilirken üçüncü sıra koltuklar tamamen çıkarılabiliyor. Panel van versiyonunda yükleme alanı 4200 litreye kadar çıkabiliyor. 4405 mm uzunluğundaki standart Caddy’e göre 470 mm daha uzun olan Caddy Maxi’nin bagajı 150 mm, arka akslarla ile kayan kapılar arasındaki bölüm ise 319 mm.


Kayan kapılar 700 mm genişliği ve 1.108 mm yüksekliğiyle arka tarafa iniş binişlerde çok büyük rahatlık sağlıyor. Oturma alanı Caddy’e yakın olan aracın bacak mesafesi ikinci sıradaki koltuklarda oturan yolcular için 50 mm daha uzamış. Böylece sadece sürücü ve ön koltuklarda oturanlar değil arka koltuklarda oturanlarda rahat ediyor.


Caddy Maxi, iki dizel ve bir benzinli olmak üzere üç farklı motor seçeneğine sahip. Benzinli motor 102 HP güç üretirken baz motor 1.9 lt TDI 105 HP ve yeni 2.0 lt TDI motor da 140HP güç üretiyor.

Jaguar XF


Spor bir aracın stil ve performansı ile lüks bir sedanın zarafet, genişlik ve çok yönlülüğünü birleştiren Yeni Jaguar XF Frankfurt fuarında sergileniyor. Otomobil 2008 ilkbaharında Türkiye pazarında da satışa sunulacak


Çarpıcı tasarımı ile Jaguar’ın göz alıcılık anlayışından taviz vermeyen Yeni Jaguar XF’in sürüş deneyimi ise, “sıra dışı yetenekleri ve kontrolü ile rahat ve kendinden emin” olarak nitelendirilebilir. Kendine has özellikleri ile Jaguar markasına yeni bir boyut katan Yeni Jaguar XF, görsel heyecanı yanında, beş kişiye keyifli bir ortam yaratan, modern stilli ve benzersiz Jaguar imajını koruyan geniş iç mekana sahip.

Yeni Jaguar XF’in iç ambiyansı, ince işçiliği, lüks malzemeleri, kullanışlı enstrümanları ve huzur verici iç aydınlatması ile oldukça zengin ve sınıfındaki en yüksek zarafet seviyesini yakalamış durumda. Kontak açıldıktan sonra da zarif bir şekilde dönerek açık konuma gelen havalandırma menfezleri, tavan konsolu ve torpido gözü aydınlatmaları için dokunma ya da yaklaşmaya duyarlı kontrol sunan yeni teknoloji JaguarSense, konusunda uzman Bowers&Wilkins tarafından özel olarak tasarlanmış ses sistemleri, Dijital Ses Yayını (DAB), Bluetooth® iletişim teknolojisi, dokunmatik ekrandan tüm fonksiyonlarına kumanda edilebilen iPod® ve MP3 çalar bağlantıları Yeni Jaguar XF’in ayrıcalıklı sürüş keyfinin birkaç özelliği. Coupe benzeri hatlara sahip Yeni XF, beklenmedik şekilde iç mekânda da geniş bir alan sunuyor. Yeni Jaguar XF beş yetişkin için konforlu bir ortam, cömert iç mekan ve eşya koyma kapasitesi ve 540 litreye* (arka koltukların katlanması ile buna ek olarak artı 420 litrelik bir alan da mevcut) varan bagaj kapasitesi sunuyor. Çok yönlü gösterge paneli, dokunmatik ekran, modern malzemeler ve grafikler, yeni ‘sürpriz ve keyif’ özelliklerini tamamlıyor.

Yeni XF'e ilk girildiğinde çalıştırma butonu kalp atışı gibi kırmızı renkte yanıp sönmektedir. Motoru çalıştırdığınız anda Jaguar Sürüş Seçici avucunuzun içine geliyor, aynı anda da dönen havalandırma menfezleri, kapalı 'park' pozisyondan fonksiyonel açık pozisyona geçiyor. Sınıfındaki en iyi burulma direnci, hem zarafet hem de dinamik performans sunuyor, sürücü odaklı ve dikkate değer rahatlıkta bir sürüş deneyimini destekliyor. Yeni XF, tümü Jaguar’ın yeni Sıralı Vites Değişimli 6 vitesli otomatik şanzımanı ve manuel vites değişimi için direksiyona monte edilmiş pedallara sahip dört farklı tipte motor seçeneği ile Türkiye pazarında olacak. ( 2.7-litre V6 çift-turbo şarjlı dizel, 3.0-litre V6 benzinli, 4.2 litre V8 benzinli, 4.2 litre süper şarjlı V8 benzinli) Yeni XF'de sürüşü kolaylaştıran Elektronik Fren Yardımı, Elektronik Fren Güç Dağılımı, Anti-Blokaj Fren Sistemi, Dinamik Stabilite Kontrolü, Dönüş Fren Kontrolü ve Motor Çekme Torku Kontrolü ve Jaguar'da bir ilk olarak, gerekli durumlarda aracın hızını düşürerek ön tekerleklerin tutuşunu daha da iyileştiren Dışa Savrulma Kontrol Mantığı gibi sistemler standart olarak sunuluyor.
Yeni XF, Kör Nokta Monitörü, Ön ve Arka Park Yardımı, Arka Kameralı Park Yardımı, Adaptif Hız Kontrol Sistemi, Otomatik Hız Sınırlandırıcı ve Lastik Basıncı Görüntüleme Sistemi diğer sürücü yardımı özellikleri olarak sıralanabilir. Jaguar’ın sedan araçlarında bir ilk olarak; Yeni XF, markanın yeni “Yaya Temas Algılama Sistemi”ne sahip. Yayaya çarpma durumunda kaputun piroteknik olarak açılmasıyla göz açıp kapayıncaya kadar kaput ve motor arasında yastık etkisi yaratılıyor.